Aldatma hem eşler arasındaki güven ilişkisini zedeleyen hem de çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Aynı zamanda Türk Medeni Kanunu’na göre geçerli bir boşanma sebebidir. Aldatmada velayet, tazminat hakkı ve mal paylaşımı gibi süreçler de TMK kapsamında ele alınmıştır. Bu bağlamda velayet kararı, öncelikle çocuğun üstün yararı gözetilerek verilir. İçeriğin devamında; aldatmada haklar ve tazminat, çocuğun velayeti, mal paylaşımı ve dava sürecine dair önemli detayları ele alacağız.
Hukukta Aldatma Nedir?
Hukukta aldatma, bir kişinin evlilik birliği içinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek başka biriyle birlikte olma durumudur. Türk Medeni Kanunu‘na göre eşler arasında sadakat yükümlülüğü temel bir hak ve sorumluluktur. Bu noktada eş aldatma, yalnızca ahlaki bir sorun olmanın ötesinde evliliğin temellerini sarsan bir durumdur ve boşanma davalarında önemli bir etkisi mevcuttur. İhanet etme, evliliğin güven temeline zarar verir ve eşler arasında kalıcı bir güvensizlik yaratır. Böyle bir durum da çoğu zaman evliliğin sona ermesine yol açar.
Türk hukukunda eş aldatma, boşanma davalarında ağır kusur sayılabilecek bir durumdur. Ancak mağdur tarafın talep ettiği tazminat ve velayet gibi haklara sahip olabilmesi için aldatıldığını kanıtlayacak delillere ihtiyacı vardır. Örneğin; tanık ifadeleri, elektronik iletişim kayıtları ve görsel-işitsel materyaller gibi kanıtlar aldatmanın doğruluğunu ortaya koymak için kullanılabilir.
Boşanmada Aldatma Delilleri Nelerdir?
Eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi yani ihanet etmesi, haklı bir boşanma sebebidir. Ancak söz konusu eylemin ispatlanması için delillerin mahkemeye sunulması gerekir. Bu süreçte yalnızca somut kanıtlarla desteklenen iddialar dikkate alınır. Boşanmada aldatma delilleri ise aşağıdaki gibidir:
- Aldatma olayını bilen ya da eyleme şahit olan kişiler, mahkemede tanık olarak dinlenir. İlgili kişilerin beyanları, ihanet iddialarını destekleyen önemli deliller arasındadır.
- Eşler arasındaki mesajlaşmalar, telefon görüşmeleri ya da sosyal medya yazışmaları, aldatma suçunun kanıtı olarak kullanılır. Bu noktada cinsel ilişkiyi ima eden mesajlar ve buluşma planları dikkate alınan deliller arasındadır.
- Aldatmaya ilişkin fotoğraflar veya video kayıtları, söz konusu eylemi ispatlayan kanıtlardan biridir. Eşlerin başka kişilerle görüştüğüne dair görüntüler ve belgeler mahkemeye sunulabilir.
- Dijital platformlardaki yazışmalar, e-posta mesajları ve sosyal medya hesaplarından alınan veriler, kişinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini gösterir.
- Otel kayıtları, seyahat belgeleri ve uçuş biletleri aldatma iddialarının doğruluğunu destekleyen dokümanlar arasındadır.
- Gizli bir ilişki sebebiyle yapılan alışverişler, yemekler ve konaklamalar söz konusu eylemin varlığını işaret eder.
- Eşini aldattığını itiraf eden kişinin açıklamaları kanıt olarak değerlendirilir.
- Şüpheli aramalar, mesajlar ve internet geçmişi dikkate alınan unsurlar arasındadır.
- Aldatma iddialarının doğrulanması için özel dedektif tutulması da söz konusu olabilir. Bu süreçte elde edilen raporlar, ilgili eylemin ispatlanması sırasında mahkeme tarafından değerlendirilir.
Aldatmayla ilgili delillerin mahkemeye sunulması, boşanma davasının seyrini doğrudan etkiler. Mahkeme, her bir delilin hukuki geçerliliğini ve güvenilirliğini ayrı ayrı inceler. Aldatmada velayet ise her halükarda çocuğun çıkarı ve diğer şartlar dikkate alınarak karara bağlanır.
Aldatmada Haklar ve Tazminat
Evlilik birliğini ciddi şekilde sarsan aldatma, Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma için geçerli bir nedendir. Zina nedeniyle boşanma söz konusuysa tazminat hakları da gündeme gelir. Bu noktada maddi ve manevi tazminatlar, mağdur olan eşin uğradığı zararı telafi etmek amacıyla verilir. Bununla birlikte aldatmanın etkileri ve somut koşullara göre tazminat tutarlarının değişkenlik göstermesi söz konusudur.
Aldatan Kadının Boşanmadaki Hakları
Türk Medeni Kanunu’na göre sadakat borcunu ihlal eden taraf, boşanma davası açma hakkına sahiptir. Aldatan eş, evlilik birliğinin temelini sarsan bir davranışta bulunduğu için kusurlu kabul edilir. Ancak Türk hukuk sistemi, suç ve günah kavramını birbirinden ayırır. Bu çerçevede eylemin suç olması, söz konusu eylemi gerçekleştiren kişinin tüm haklarını kaybettiği anlamına gelmez. Aldatan kadının bu süreçteki hakları aşağıdaki gibidir:
- Aldatan kadının da boşanma davası açma hakkı mevcuttur. Ancak karşı tarafın açtığı davada, davalı konumunda yer alır.
- Kadın, tam kusurlu kabul edildiği için kocasından nafaka alması söz konusu değildir. Fakat çocuk varsa ve aldatmada velayet anneye verilmişse iştirak nafakası alınması gündeme gelir.
- Aldatma boşanma davası sürecinde normalde %50-%50 olarak belirlenen mal paylaşımı oranı değişir. Hakim, söz konusu oranı aldatan kadının aleyhine olacak şekilde düzenler.
- Sadakat yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın karşı tarafa ödeyeceği tazminat tutarı değişkenlik gösterir. Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında aldatan eşin maaşının en az 10 katı kadar tazminat ödemesine hükmedilir. İlgili tutar, aldatılan eşe manevi tazminat olarak ödenir. Bunun yanı sıra aldatılan kişinin aldatan eşe şiddet uygulaması halinde her iki taraf da eşit kusurlu sayılır. Bu noktada aldatmanın cezası olarak tazminat ödenmez.
Aldatan kadının boşanma davasındaki hakları göz ardı edilmez ancak bu süreçte tazminat ödemesi, mal paylaşımındaki hakkının kaldırılması ya da azaltılması gündeme gelir. Hakkını kaybetmek istemeyen kadınlar ise eylemin zina olmadığını savunmalı ve bu durumu hukuka uygun delillerle ispatlamalıdır.
Aldatan Erkeğin Boşanmadaki Hakları
Evlilik birliğinin sona ermesi, tarafların hem duygusal hem de hukuki olarak zor bir süreç yaşamasına yol açar. Söz konusu durumun aldatma sebebiyle gerçekleşmesi halinde ise hak ve yükümlülükler karmaşık hale gelir. Bu süreçte aldatan erkek, kusurlu bulunduğu için birtakım yaptırımlarla karşı karşıya kalır. Örneğin; mal paylaşımı sırasında kendisinin hakkı 1/3, kadınınki ise 2/3 oranında belirlenebilir. Bunun yanı sıra hâkim, aldatmada velayet ve evliliğin süresi gibi kriterleri dikkate alarak erkeğe mal verilmemesini de kararlaştırabilir.
Aldatan erkek, istediği takdirde boşanma davası açma hakkına sahiptir. Ancak kusurlu olduğuna kanaat getirildiği için hükümler aleyhine işler. Örneğin; kadına maaşının en az 10 katı kadar tazminat ödemesi gündeme gelebilir. Buna ek olarak mahkeme, çocuğun kimde kalacağına dair objektif bir değerlendirme yapar. Bu süreçte çocuğun üstün yararı önemli olduğu için aldatan erkeğin velayet hakkı tamamen elinden alınmaz. Aynı zamanda tarafların birbirlerine şiddet uygulamaları söz konusuysa tazminat talepleri reddedilir.
Evlilikte Aldatma Tazminatı
Türk hukuku, aldatılan eşin yaşadığı manevi acıyı ve psikolojik travmayı göz önüne alarak kişiye bazı haklar tanır. Manevi tazminat, söz konusu hakların başında gelir. Mahkeme, evlilikte aldatma tazminatını belirlerken aşağıdaki hususları göz önünde bulundurur:
- Aldatmanın süresi, sıklığı ve koşulları
- Tarafların ekonomik durumu ve sosyal statüsü
- Aldatma psikolojisi, yaşanılan travmalar ve bunların tedavisi için gerçekleştirilen harcamalar
Aldatılan eş, boşanma avukatı aracılığıyla manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Bu süreçte ilgili eylemin kanıtlanması ve yaşanılan psikolojik travmanın belgelenmesi önem taşır.
Mahkeme, aldatan kişinin tam kusurlu olduğuna kanaat getirirse karşı tarafa maaşının en az on katı kadar tazminat ödemesini kararlaştırır. Ancak aldatılan eş diğerine şiddet uyguladığı takdirde tazminat talebine olumsuz cevap verilir. Bu kapsamda hakim, söz konusu vakalarda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğuna hükmeder.
Aldatma Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Aldatma, boşanma davalarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Söz konusu sebep nedeniyle dava açmak isteyenlerin göz önünde bulundurması gereken hususlar şu şekildedir:
- Eşlerden birinin sadakatsiz davranışı kanıtlanmış olmalıdır. İlgili iddia için güçlü delillere ihtiyaç duyulur. Tanık ifadeleri, telefon kayıtları ya da mesajları, fotoğraf ve videolar, aldatma olayının gerçekleştiği yerle ilgili belgeler kanıt olarak kabul edilir. Bu süreçte hukuka aykırı yollarla toplanan delillerin geçersiz sayıldığını bilmek gerekir.
- Boşanma davası açmak için üçüncü kişiyle cinsel ilişkinin gerçekleşmesi ya da bu eyleme teşebbüs edilmesi şarttır.
- Aldatılan kişi, zinayı öğrendikten sonraki altı ay içerisinde dava açmalıdır.
- Çekişmeli boşanma davası, eşin zina sebebiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürer. Dava açmak isteyen kişi, iddiasını kanıtlama mecburiyetine sahiptir. Aynı zamanda karşı taraftan maddi ve manevi tazminat isteme hakkı da mevcuttur. Aldatmada çocuk velayeti, nafaka ve diğer hususlar dava sırasında ele alınır.
- Eşler aldatma sebebiyle ayrılık kararı aldıysa ve velayet, mali meseleler gibi konularda uzlaşma sağlandıysa anlaşmalı boşanma davası açılır. Anlaşmalı boşanmada mal paylaşımı, nafaka ve çocukların durumu gibi konular her iki tarafın da onayıyla karara bağlanır.
- Boşanma davası açmak için avukat aracılığıyla dilekçe hazırlanması gerekir. Söz konusu dilekçede ayrılık talebinin açıkça belirtilmesi esastır. Dava, eşlerin ikametine bağlı olarak Aile Mahkemesi’nde açılır. Bu süreçte delillerin incelenmesi için duruşmalar gerçekleştirilir. Duruşmada taraflar, kendilerini savunmakla birlikte kanıtlarını ortaya koymalıdır.
- Mahkeme, zinanın kanıtlanması halinde boşanma kararını verir. Bu noktada eşlerden birinin aldatma sebebiyle ayrılık talebi kabul edilir. Aynı zamanda çekişmeli davalarda mal paylaşımı, maddi ve manevi tazminat, nafaka gibi hususlar karara bağlanır.
Aldatma sebebiyle boşanma davası açmak için avukat zorunluluğu söz konusu değildir. Ancak talep edilen haklara sahip olabilmek için aldatmanın kanıtlanması ve gerekli prosedürlerin doğru şekilde takip edilmesi gerekir. Dolayısıyla hukuki danışmanlık almak hem sürecin sağlıklı ilerlemesini hem de hak ve sorumlulukların en iyi şekilde korunmasını mümkün hale getirir.
Zina Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Türk Medeni Kanunu’na göre zina sebebiyle boşanma davası açmak için eşlerden birinin diğerini aldatmış olması gerekir. Bu çerçevede eş, evlilik birliği içindeki sadakat yükümlülüğünü ihlal etmelidir. Taraflardan birinin zina yapması halinde diğeri, söz konusu durumu delilleriyle ispatlayarak boşanma davası açar. Mahkemeye sunulabilecek kanıtlar arasında aldatma anına dair fotoğraflar, video kayıtları, yazışmalar ve tanık ifadeleri yer alır. Bununla birlikte aldatılan tarafın ilgili durumu altı ay içerisinde mahkemeye taşımış olması gerekir.
Mahkeme, zina eyleminin gerçekleştiğine ve evlilik durumunu zedeleyecek türden bir ihlal olduğuna kanaat getirirse boşanma kararı verir. Bununla birlikte maddi ve manevi tazminat talepleri de değerlendirilir. Boşanma davası sırasında mal paylaşımı, velayet ve nafaka gibi hususlar da karara bağlanır.
Boşanma davalarında deneyimli olan Dönmez Hukuk Bürosu, müvekkillerine zina gibi karışık durumların çözümü için profesyonel destek sunar. Delil toplama ve doğru hukuki stratejiler geliştirme konusunda uzman avukatlarıyla müvekkillerinin haklarını en iyi şekilde savunur.
Aldatma Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Aldatma boşanma davası, zinanın hukuka uygun delillerle kanıtlandığı durumlarda ortalama 1 yıl sürer. Mahkeme, bu süreçte tarafların sunduğu kanıtları inceler, tanıkları dinler ve diğer hukuki süreçleri yürütür. Bunun yanı sıra dava, bazı hususlar sebebiyle daha uzun sürede tamamlanabilir. Örneğin; taraflar arasında aldatmada velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konularda anlaşmazlık varsa süreç daha da uzar.
Boşanma davalarında sürecin daha hızlı tamamlanması için hukuki prosedürlerin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Bu bağlamda Ankara boşanma avukatı ile birlikte dava açılması süreyi kısaltacağı gibi daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine imkan tanır.
Aldatma Sonucu Boşanma Mal Paylaşımı
Mal paylaşımı, aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarının önemli hususlarından biridir. TMK kapsamında eşler arasında mal paylaşımı, evlilik boyunca elde edilen varlıkların eşit şekilde bölüştürülmesi esasına dayanır. Bu bağlamda gayrimenkuller, araçlar ve birikimlerin iki tarafın da ortak katkısıyla alındığı varsayılır. Ancak aldatma gibi ağır bir sadakat ihlali söz konusuysa mal paylaşımında istisnai durumlara da rastlanır.
Aldatılan taraf, yaşamış olduğu sürecin bir karşılığı olarak manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Bununla birlikte hakim, mal paylaşımı yaparken yarı yarıya haricinde farklı bir oranı dikkate alır. Örneğin; eşini aldatan erkek, birikimlerin ¼’ünü, kadın ise kalanını elde edebilir. Ayrıca hakim, evliliğin süresi, çocuğun olup olmaması ve boşanmaya yol açan diğer hususları göz önünde bulundurarak aldatan tarafa mal vermeyebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanabilmesi için boşanma kararının muhakkak zina nedenine dayanması gerekir. Aksi takdirde yani ayrılığın başka bir sebepten dolayı gerçekleşmesi halinde mal paylaşımı yarı yarıya yapılır.
Aldatma ile İlgili Yargıtay Emsal Kararlar
2017’de açılan davaya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen ve 2020’de açıklanan 1038 numaralı kararda çocukların velayetinin annede olduğu belirtilmiştir. Ayrıca her çocuk için aylık 300 TL tedbir iştirak, müvekkili yararına 500 TRY nafaka ödenmesine karar verilmiştir. Bunun yanı sıra davalı tarafın davacıya toplam 200.000 TL maddi ve manevi tazminat ödemesi kararlaştırılmıştır.
2021’de açılan bir davanın 1300 numaralı esasına ilişkin 2560 numaralı kararda ise temyiz sınırı altında kalan ziynet alacağı konusu karara bağlanmıştır. Buna göre ilgili tutar 72.070,00 TL olarak belirlenmiştir. Ayrıca fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Aldatma Konusunda Sık Sorulan Sorular
▼ Kocasını Aldatan Kadın Çocuğun Velayetini Alabilir mi?
Kocasını aldatan kadın çocuğun velayetini alma hakkına sahiptir. Ancak mahkeme, velayet kararını çocuğun üstün yararını gözeterek verir.
▼ Aldatan Erkeğe Ne Ceza Verilir?
Türkiye’de aldatma eyleminin doğrudan bir cezai yaptırımı yoktur. Bu kapsamda aldatmak suç sayılmaz ve bu durum için hapis cezası söz konusu değildir. Ancak aldatılan eş, boşanma davası açabilir ve karşı taraftan nafaka talep edebilir. Aldatan taraf, mal paylaşımında da dezavantajlı konuma düşer.
▼ Aldatmayı Kanıtlamak için Ne Yapmak Gerekir?
Aldatmayı kanıtlamak için delillerin toplanması esastır. Yazılı ifadeler, ses ve görüntü kayıtları, tanık ifadeleri, finansal veriler, otel rezervasyonları, uçak biletleri ise geçerli kanıtlar arasındadır. Bunun yanı sıra aldatmayı ortaya çıkarmak için özel dedektif tutulmasına da rastlanır.
▼ Evliyken Başkasıyla Mesajlaşmak Boşanma Sebebi midir?
Evliyken başkasıyla mesajlaşma, eşler arası sadakatsizliğe ve güvensizliğe neden olduğu için boşanma sebebidir.
▼ Aldatmada 3. Kişiye Dava Açılır mı?
Aldatılan eşin üçüncü kişiye dava açması, kanunda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Bu çerçevede Türk Medeni Kanunu’nda böyle bir hak mevcut değildir.
Aldatma Davasında Dönmez Hukuk Ankara Boşanma Avukatı
Dönmez Hukuk Bürosu, aldatma nedeniyle gündeme gelen boşanma davalarında müvekkillerine kapsamlı bir destek sunar. Büro, eşlerin sadakatsizlik iddialarını en doğru şekilde ispatlar ve sürecin en kısa sürede sonuçlanmasına katkıda bulunur. Aldatma hukuk davaları sonucu ortaya çıkan maddi ve manevi zararların karşılanması konusunda da müvekkillerinin haklarını savunur. Söz konusu davalar hakkında daha fazla bilgi ve danışmanlık almak için Dönmez Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.