AİHM Nedir? ve Ne Görevi Yapar?
AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin vatandaşlarının temel insan haklarına ilişkin şikayetleri ele almak ve çözmekle görevli bir uluslararası mahkemedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Nerede Bulunur?
Strasbourg, Fransa’da bulunur ve 1959 yılında kurulmuştur. Bu mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan ülkeler arasında kurulan bir mekanizmadır.
AİHM’nin Temel Görevleri Nelerdir?
- Bireysel Başvuruları İncelemek: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf ülkelerde yaşayan bireylerin veya kişilerin, devlet makamları tarafından ihlal edilen insan haklarına ilişkin bireysel şikayetlerini incelemektedir. Mahkeme, bu başvuruları objektif bir şekilde değerlendirir ve kararlarını verir.
- Devletler Arası Başvuruları İncelemek: Ayrıca devletler arası başvuruları da ele alır. Bu tür başvurular, bir devletin diğer bir devletin insan haklarını ihlal ettiği iddiasını içerir. Mahkeme, bu tür davalarda tarafları dinler ve kararlarını verir.
- İnsan Hakları Hukuku Geliştirme: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yorumlanması ve geliştirilmesine katkıda bulunur. Bu kararlar, Avrupa ülkelerindeki yargı sistemleri ve hukuk pratiği üzerinde etkili olabilir.
- Hükümetlere Önerilerde Bulunma: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kararlarında hükümetlere belirli önlemler almayı veya zarar tazminatı ödemeyi tavsiye edebilir. Bu tavsiyeler, insan haklarının korunması ve ihlallerin telafi edilmesi için önemlidir.
AİHM, Avrupa’da insan haklarının korunmasına ve bu hakların yerine getirilmesine önemli bir katkı sağlar. Kararları bağlayıcıdır ve üye devletlerin bu kararları uygulaması gerekmektedir. Bu nedenle AİHM, Avrupa’da insan haklarının savunulması ve korunmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Bireysel Başvuru
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) veya protokollerinde tanınan haklarının Yüksek Sözleşmeci taraflar’ dan biri tarafından ihlal edilmesinden dolayı mağdur olduğunu öne süren her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları Avrupa İnsan Hakları Mahkeme’sine bireysel başvuruda bulunabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru Süresi ve İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi
Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından başvuru hakkında kabul edilmezlik kararı verilmesi halinde bu karara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda bulunulabilir.
AİHS’nin 35. maddesi gereğince iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren 4 ay içinde başvuru yapılmalıdır.
İç hukuk yolları Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılması ile tüketilecektir. Anayasa mahkemesine bireysel başvuru yapılmadan doğrudan AİHM’ne başvuru yapılması halinde AİHM iç hukuk yolları tüketilmediği için başvurunun reddine karar verebilir.
İç hukuktaki kesin karar tarihi Anayasa mahkemesinin bireysel başvuru hakkında kabul edilmezlik kararı verdiği tarihtir. Bu tarihten itibaren AİHM’ne 4 ay içinde başvuruda bulunulması gerekir. Başvuru süresi olan 4 ayılık süre geçtikten sonra başvurunun yapılması halinde AİHM başvurunun reddine karar verebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Kimler Başvurabilir?
AİHS 34.Maddeye Göre;
- Gerçek kişiler,
- Tüzel kişiler
- Hükümet (devlet) dışı kuruluşlar,
- Bireylerden oluşan gruplar,
- AİHS veya ek Protokollerdeki haklarının ihlal edilmesi nedeniyle mağdur olduğunu düşünen herkes Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru Şartları Nelerdir?
AİHS 35. Maddeye Göre; AİHM başvurusundan önce iç hukuk yolları tüketilmiş olmalıdır.
- Bu aşamada gidilmesi gereken son iç hukuk yolu Anayasa Mahkemesidir. Nihai kararın tebliğinden itibaren 6 ay içinde AİHM’e başvuruda bulunulması gerekir.(01.02.2022 tarihinden itibaren başvuru süresi 4 ay olarak değiştirilecektir.)
- Başvurucunun kimliğinin belirli olması gereklidir. İsimsiz başvurular AİHM tarafından değerlendirilmeye alınmaz.
- Başvurucu tarafından aynı olayın daha önce başka bir uluslararası kuruluşa veya AİHM’ e götürülmemiş olması gereklidir.
- Başvuru, AİHS ve ek Protokollerdeki hak ve özgürlüklerle bağdaşır nitelikte olmalıdır.
- Başvurucunun aleyhindeki durum önemli bir hak kaybına, zarara ya da ihlale sebebiyet verir nitelikte olmalıdır.
Başvurunun Şekil Şartları
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru sıkı bir şekil şartına bağlı olup şekil şartlarından birinin eksik olması halinde AİHM başvuruyu incelemeksizin reddetmektedir. Bu nedenle başvurunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İç Tüzüğünde belirtilen şekil şartlarına uyularak yapılması büyük bir önem arz etmektedir.
Başvuru formunun herhangi bir bölümü İç Tüzük kurallarına uygun bir şekilde doldurulmadıysa veya bilgi eksikliği varsa gerekli belgeler başvuru formuna eklenmediyse AİHM yapılan başvuruyu kayda almaksızın reddedebilir.
Mahkeme İç Tüzüğünün 47. maddesinde başvuru formunda bulunması gereken hususlar belirtilmiş olup başvuru formunu doldurmadan önce bu maddenin okunması hatalı ve eksik bir başvuru yapma riskini ortadan kaldıracaktır.
AİHM’nin başvuruyu usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı örneğin evrak eksikliği gibi bir nedenle incelemeksizin reddetmesi durumunda eğer başvuru süresi olan 4 aylık süre dolmadı ise kalan süre içerisinde usulüne uygun yeniden bir başvuru yapılabilir.
Başvuruda Sayfa Sınırı
AİHM’ne başvuru formu toplamda 13 sayfa olup başvuru formunda 3 sayfa olayların anlatımına 2 sayfada hak ihlallerine dair açıklamalar için ayrılmıştır. Sayfa sayısı olayların ve hak ihlallerinin anlatımına yeterli olmaması halinde Mahkeme İç Tüzüğünün 47/2 (b) bendi gereğince 20 sayfalık bir ek açıklama başvuru formuna eklenebilir.
Başvurunun Dili
AİHM’nin resmi dilleri olan Fransızca veya İngilizce dillerini kullanarak başvuru yapılabileceği gibi Avrupa Konseyine üye devletlerden birinin resmi dillerinden biri ile de başvuru yapılabilir. Örneğin Türk Vatandaşı olan bir başvurucu Türkçe olarak başvuru yapabilir. Ancak Mahkeme başvurucu ile yapılan yazışmalarını Fransızca ya da İngilizce olarak yapmaktadır.
Başvuru Hangi Yolla Yapılır?
AİHM’ne başvuru yalnız posta yoluyla yapılabilir. Başvurunun AİHS ‘nde belirtilen başvuru süresi olan 4 aylık süre içerisinde yapılması gerekmektedir. AİHM başvurunun yapıldığı tarih olarak başvurunun posta yoluyla Mahkemeye ulaştığı tarihi değil gönderilen başvurunun posta damgasındaki tarihi esas almaktadır.
Posta takibi yapılabilmesi için başvurunun iadeli taahhütlü olarak gönderilmesi tercih edilmelidir.
Maddi ve Manevi Tazminat Ne Zaman Talep Edilir?
AİHM’ne geçerli bir başvuru yapıldıktan sonra Mahkeme başvuruya karşı cevaplarını sunması için başvuruyu davalı devlete tebliğ eder ve davalı devlete başvuruya karşı cevap vermesi için süre tayin eder.
Davalı devlet tayin edilen süre içerisinde başvuruya karşı cevaplarını ve delillerini içeren dilekçesini İngilizce veya Fransızca olarak mahkemeye sunar. Mahkeme davalı devletin cevaplarını içeren dilekçesini başvurucuya elektronik yolla (ecomms hesabına) tebliğ ederek davalı devletin cevaplarına karşı cevapta bulunmak ve varsa AİHS’nin 41. maddesi gereğince tazminat taleplerini belirtilmesini ister.
Başvurucunun belirtilen süre içerisinde hem davalı devletin cevaplarına karşı cevapta bulunmak hem de varsa maddi ve manevi tazminat talebinde bulması gerekir.
Başvurucu belirtilen süre içerisinde davalı devletin cevaplarına karşı cevapta bulunmaz ise AİHM başvurunun takip edilmediğini kabul ederek başvurunun kayıttan düşürülmesine karar verebilir. Bu nedenle başvurunun sıkı takibinin yapılması, AİHM’nce istenilen bilgilere ve cevaplara cevap verilmesi son derece önem taşımaktadır.
AİHM’nin başvurucu lehine maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucu, yaşadığını iddia ettiği hak ihlali nedeniyle uğradığı maddi kaybının miktarını belgeleriyle birlikte ortaya koymalıdır. Başvurucu maddi kayıp olarak hak ihlali nedeniyle uğradığı kazanç kaybını, İç hukuk ve AİHM’ne başvuru nedeniyle almış olduğu hukuki yardımdan kaynaklı vekalet ücretini, çeviri masraflarını, posta masraflarını belgelemek kaydıyla talep edebilir. Ayrıca hak ihlali nedeniyle yaşanılan manevi acılar nedeniyle de manevi tazminat talep edilebilir.
Mahkeme ve Başvurucu Arasında Elektronik İletişim (ecomms)
Ecomms, AİHM ile başvurucu ya da temsilcisi arasında elektronik ortamda belge ve bilgi göndermeyi, almayı ve irtibat kurulmasını sağlayan bir yöntemdir.
Ecomms başvurunun davalı devlete tebliğ edilmesinden sonraki aşamada kullanılmaktadır. Davalı devletin savunmasına ve mahkemenin sorularına cevap verilmesi ecomms aracılığıyla gerçekleştirilir.
Genel olarak yalnızca başvuruların temsilcilerine açılan bu hesap istisnai durumlarda Mahkemenin inisiyatifiyle başvurucularında kullanımına açılabilmektedir.
Ecomms hesabı başvuru formu ile başvuru formunun 3 sayfasındaki 37 numaralı bölüm doldurularak veya sonrasında bir temsilci atanmış ise yetki belgesindeki ilgili bölüm doldurularak Mahkeme tarafından temsilcinin e-posta hesabına gönderilen link tıklanıp şifre oluşturulduktan sonra kullanıma açılır.
Başvurucunun Temsili
Mahkeme İç Tüzüğünün 36. Maddesinde “Sözleşme’nin 34. maddesinde belirtilen gerçek kişiler, sivil toplum kuruluşları ve kişi grupları, başlangıçta bizzat kendileri veya bir temsilci aracılığıyla hareket ederek başvurularını sunabilmektedirler. Şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece İç Tüzüğü gereğince başvurucu başvurusunu bizzat yapabileceği gibi bir avukat tarafından da başvurucu temsil edilerek başvuru yapılabilir.
Her ne kadar Mahkemeye Bireysel başvurunun avukat aracılığı yapılması zorunlu değilse de bireysel başvurunun davalı devlete tebliğinden sonra mahkemece aksi yönde bir karar alınmadığı müddetçe başvurucunun mahkeme önünde temsili şarttır. Ancak temsilcinin yalnızca avukat olması zorunlu değildir.
Bireysel başvuru bir temsilci tarafından yapılacak ise gerçek kişi başvurucularda başvuru formunun 3. sayfasında bulunan temsilci bilgilerinin doldurulması ve aynı sayfada yer alan yetki belgesi bölümünün de hem başvurucu hem de temsilci tarafından imzalanması gerekmektedir. Başvurucunun tüzel kişi olması halinde de başvuru formunun 4. sayfası aynı şekilde doldurulup imzalanması gerekmektedir. İmza eksiğinin bulunması halinde Mahkemece başvurunun incelenmeksizin usulden reddine karar verilebilir.
Başvuru yapıldıktan sonra bir temsilci tarafından bireysel başvuru takip edilecek ise Mahkeme sitesinde yer alan yetki belgesi doldurularak hem başvurucu hem de temsilci tarafından imzalanarak başvuru posta yolu ile Mahkemeye gönderilmelidir.
AİHM’nde temsil için noterden vekaletname çıkarılmasına gerek yoktur. AİHM’nde temsil için başvuru formundaki yetki belgesi kısmının, başvurudan sonraki aşamada temsil için ise mahkeme sitesinde yer alan yetki belgesi formunun usulüne uygun olarak doldurulup gönderilmesi yeterlidir.
AİHM’ne Bireysel Başvuru Harcı ve Adli Yardım
AİHM’ne başvuru herhangi bir harca tabi değildir. Yalnızca başvuru posta yolu ile yapıldığı için posta masrafları vardır. Posta masrafları başvurucu tarafından karşılanır.
AİHM’nden Adli yardım talebinde bulunulabilir. Adli yardım başvuru formunun doldurulması sırasında değil başvurunun davalı devlete tebliğinden sonra istenebilir.
Mahkeme İç Tüzüğünün 105. maddesi gereğince Mahkeme davalı devletin başvurunun kabul edilebilirliği hakkında yazılı görüşlerin alındığı veya yazılı görüşleri sunmaları için belirlenen sürenin dolduğu tarihten itibaren, başvurana davasını sunmasıyla bağlantılı olarak ücretsiz adli yardım sağlanmasına karar verebilir.
Mahkemece adli yardım kararı verilebilmesi için adli yardımın verilmesinin Daire önünde davanın gerektiği şekilde yürütülmesi için gerekli olması ve dava bağlamında ortaya çıkan masrafların tamamını veya bir kısmını karşılamak için başvuranın yeterli mali imkânının bulunmaması gerekmektedir.
Davaya bakan Daire Başkanı bu iki şartın gerçekleştiğine kanaat getirirse adli yardım kararı verebilir. Adli yardım davanın Büyük Daire önüne götürülmesi halinde devam eder.
Ayrıca başvurucu AİHM’ne başvuru yapmadan önce bulunduğu İlin Barosunda bulunan Adli Yardım Bürosuna başvuru yaparak adli yardım talebinde bulunabilir. Adli yardım sağlanmasını gerektirecek şartları taşıması halinde başvurucuya Baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilebilir.
AİHM’nce Başvuru Hakkında Verilebilecek Kararlar
AİHM’ne başvuru yapıldıktan sonra sürecin başında mahkemenin başvurucu ile iletişime geçmesine rağmen başvurucu tarafından bu iletişime cevap verilmemesi halinde veya belirlenen süre içerisinde Mahkemeye cevap verilmemesi halinde AİHM’nce bu durum başvurucunun başvurusunu sürdürmek ve takip etmek istemediği şeklinde yorumlanabilir ve mahkemece başvuru sürecini sonlandırmaya karar verilerek başvuru dosyası imha edilebilir. Bu karar kesin olup bu karara karşı herhangi bir itiraz hakkı bulunmamaktadır.
AİHS’nin 37. maddesi gereğince mahkeme, davanın her aşamasında başvuru sahibi davasını takip etmek niyetinde değilse, (mahkemenin taleplerine rağmen belirtilen süre içerisinde başvurucunun cevap vermemesi halinde mahkeme tarafından bu durum başvurucunun davayı sürdürmek niyetinde olmadığı şeklinde değerlendirilebilir) ihtilaf çözümlenmişse veya mahkemenin saptadığı herhangi bir başka gerekçeden ötürü ,başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmezse davanın kayıttan düşürülmesine karar verebilir. Ayrıca dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyon sonucunda da kayıttan düşürme kararı verilebilir.
AİHM’ne başvuru isimsiz veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce daha önce incelenmiş ya da Uluslararası diğer bir soruşturma veya çözüm merciine daha önceden sunulmuş bir başka başvuru ile aynı olup yeni olgular içermiyorsa yapılan başvuruyu ele almaz. Örneğin haksız tutukluma ile ilgili AİHM’ne başvurmadan önce aynı konu ile ilgili (haksız tutuklama) daha önce Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubuna başvuru yapılmış olması halinde kendisine yapılan ikinci başvuruyu incelemez.
AİHM’ne yapılan başvurunun; konu bakımından Sözleşme veya Protokollerinin hükümleriyle bağdaşmaması, dayanaktan açıkça yoksun olması, bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olması, başvurucunun önemli bir zarar görmemiş olması halinde AİHM başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verir ve bu karar kesin nitelikte bir karar olup bu karara karşı itiraz hakkı bulunmamaktadır.
AİHM, başvuruyu kabul edilemez bulmadıysa başvuruyu esastan inceler, esastan inceleme sonucunda Mahkeme AİHS’nin ihlal edilmediğine karar verebilir veya AİHS’nin ihlal edildiğine karar verebilir.
AİHS’nin 41. maddesine göre “eğer Mahkeme bu Sözleşme ve Protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlalin sonuçlarını ancak kısmen ortadan kaldırabiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder.”
AİHM’nin adil tazmine hükmedilebilmesi için öncelikle bir ihlal tespitinin yapılması, ihlal nedeniyle başvurucunun bir zararın olması ve bu zararın iç hukukta bütünüyle giderilmesine olanak bulunmaması gerekmektedir. AİHM re’sen tazminata hükmetmemekte olup bunun için başvurucunun ayrıca talepte bulunması gerekmektedir.
Eğer bu karar Komite tarafından verildiyse bu karar kesin nitelikte bir karar olup bu karara karşı itiraz hakkı bulunmamaktadır. Karar Daire tarafından verildiyse bu karara karşı karar tarihinden itibaren 3 ay içinde Büyük Daireye itiraz hakkı mevcuttur. Büyük Daire tarafından verilen karar kesin nitelikte bir karar olup bu karar karşı itiraz hakkı bulunmamaktadır.
AİHM’nin ihlal tespitine ilişkin karar kesinleştikten sonra AİHM dosyayı mahkeme kararlarının icrasının denetlenmesinden sorumlu Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesine gönderir.
AİHM’nin kararları resmi internet sitesinde yayınlanır ve taraflara tebliğ edilir.
AİHM kararları bağlayıcı olup Ülkemizde şu ana kadar AİHM’nin uygulanmayan bir kararı bulunmamaktadır. Ayrıca 5271 sayılı CMK’nın 311. maddesinin 1.fıkrasın (f) bendi ve 6100 sayılı HMK’nun 375. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi gereğince yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden biri olup AİHM tarafından verilen ihlal nedeniyle başvurucu bu maddeler gereğince yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilir.
AİHM’den İhtiyadi Tedbir Kararı Talep Edilmesi
Mahkeme İç Tüzüğü’nün 39. maddesi gereğince, Mahkeme, ilgili Sözleşmeye üye Devlet üzerinde bağlayıcı olan ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İhtiyati tedbir yalnızca istisnai durumlarda uygulanır. Mahkeme, Sözleşmeye üye Devlet aleyhine ihtiyati tedbire, tüm ilgili belgeleri inceledikten sonra, ancak tedbirin uygulanmaması durumunda başvurucunun ciddi, geri dönülmez zararla gerçekten karşı karşıya kalma tehlikesinin olduğu sonucuna varması halinde karar verir.
İç Tüzüğün 39. maddesi kapsamında yapılan ihtiyati tedbir talepleri, internet üzerinden “ECHR Rule 39 Site” sayfasından (AİHM 39. madde internet sayfası), faks yoluyla ya da posta yoluyla sunulmalıdır. Mahkeme, elektronik posta yoluyla gönderilen talepleri değerlendirmeyecektir.
Yakın bir tehlike altındaysanız veya sağlığınıza yönelik ciddi bir tehdidin bulunması durumunda – örneğin, işkence görme ihtimalinizin olduğu bir ülkeye gönderilmek üzereyseniz ihtiyadi tedbir talep edebilirsiniz.
Başvuru Lehine Hükmedilen Tazminatın Ödenmesi
AİHM’ne yapılan bireysel başvuru sonucunda AİHM tarafından başvurucu lehine tazminat ödenmesine karar verilmesi halinde hükmedilen tazminat ilgili kararın kesinleşme tarihinden itibaren 3 ay içinde Adalet Bakanlığı tarafından ödenir. Başvurucu veya temsilcisinin bir dilekçe ile Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığına hükmedilen tazminatın ödenmesi için başvuruda bulunması gerekir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ ne Başvuru Formu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Adresi
Avrupa insan hakları mahkemesine bireysel başvuru yapabileceğinizi unutmayın.
Avrupa insan hakları mahkemesi bireysel başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Adresine linkine buradan ulaşabilirsiniz.
AİHM Yalçınkaya Kararı Nedir?
Yalçınkaya kararı Ağır Ceza Mahkemeleri nezdinde önemli bir karar olarak tarihe geçmiştir. Yalçınkaya kararı ile ilgili olarak AİHM-AİHS’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) ilgili maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmiş ve bu şekilde davayı karara bağlamıştır. Yalçınkaya kararı ile ilgili olarak dilekçelere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak mahkemeye başvuru yaparken kabul edilebilirlik kurallarına uyulması büyük önem taşımakta olup kabul edilebilirlik kriterlerini taşımayan başvuruların AİHM tarafından incelenmeksizin reddedilmesi halinde yeniden başvuru yapma imkânınız bulunmadığı için AİHM’ne başvuru yapmadan önce konunun uzmanı bir hukukçudan hukuki yardım almanızı tavsiye ediyoruz.
Dönmez Ankara Hukuk Bürosu sadece Ankara AİHM Avukatı özelinde değil Türkiye’nin her bölgesine uzman ekibiz ile hizmet vermekteyiz.