Ankara iş davası avukatı masanın üstünde ki laptopun yanında çalışıyor.

Ankara iş davası avukatı, işçiyle işveren arasındaki sorunların giderilmesi adına izlenen hukuki yollara hâkim olan, aynı zamanda bu süreçte danışmanlık hizmetleri veren hukuk uzmanıdır. Bununla birlikte şirketlerin iş sözleşmeleri gibi yasal prosedürlerde dikkat etmesi gereken hususlar da avukatlar tarafından açıklığa kavuşturulur.

Günümüzde doğal olarak iş yerlerinde birtakım ihtilaflar oluşabilir. Hem işçi hem de işveren nezdinde maddi-manevi sorunların giderilmesi veya eksik hakların tamamlanması için mahkemeye başvurulur. İş hukuku avukatı tarafından temsil edilen davacı ve davalılar, adli yollarla anlaşmaya varır.

Ankara İş Davası Avukatı; Hakkınızı Kaybetmeyin!

Hukuki danışmanlık hizmeti almadan herhangi bir adım atılması, yanlış bir işlem yapılması halinde mevcut hakkınızı kaybetmenize neden olur. O bakımdan iş hukuku alanında uzman avukatların yardımına ve danışmanlığına her zaman ihtiyaç vardır.

Özellikle işveren ve işçi arasında sıklıkla ortaya çıkan sorunlara karşı hangi çerçevede dava açılabileceği, avukatlar tarafından tecrübelerle sabittir.

Bunun yanı sıra dava sürecinin nasıl işlediği ve dava sonuçlarının ön görülmesi de avukatların uzmanlık alanları arasında yer almaktadır. Ankara hukuk bürosu olarak iş davaları konularında uzman ve tecrübeli ekibimiz ile her zaman yanınızdayız.

İş Hukuku Nedir?

İş hukuku; işçi-işveren ilişkileri, tarafların karşılıklı hak ve görevleri, iş yeri ve göreve ilişkin yasaları esas alan bir hukuk dalı şeklinde tanımlanabilir. Ortaya çıkış amacı Borçlar hukukundaki geniş sözleşme serbestisinin, iş sözleşmesinde zayıf taraf olan işçiyi korumaktan uzak kalması ve bu sebeple işçinin korunmasıdır.

İş hukukuna göre işçi ve işveren arasındaki ilişkide, zayıf taraf olan işçinin korunması esastır. Herhangi bir belirsizlik söz konusu olması halinde işçi lehine yorum ilkesi kapsamında karar verilir.

Bununla birlikte işçilerin, sendika bünyesinde yönetime katılmasına hak tanımıştır. Genel olarak özel hukuka dair nitelikler taşımasına karşın devlet müdahalesini de barındırdığı için karma hukuk olarak ele alınır.

Personeller ve patronlar arasındaki anlaşmazlıklar, iş hukuku uzmanı avukat danışmanlığı çerçevesinde mahkemeye taşınabildiği gibi avukat tutma zorunluluğu yoktur. Duruşmalarla, iş mahkemesi ilgilenmektedir.

İş Hukukunun Bölümleri

4857 sayılı iş kanunumuz birçok mevzuatı tek bir çatı altında toplamıştır. Bu nedenle bölümler halinde değerlendirilir ve hukuk alanındaki yanlış anlaşılmaların önüne geçmek adına danışmanlık hizmetleri verilir.

Kanun, genel anlamda işçi tarafını ve haklarını gözetir. Türkiye’de iş hukukunu kapsayan diğer yasa ve yönetmelikler ise şu şekildedir:

  • 1475 sayılı mülga iş kanununda yer alan bazı bölümler
  • 4721 sayılı Medeni Kanun
  • Asgari Ücret Yönetmeliği: Maaş miktarı her yıl güncellenir.
  • Çalışma Süresi Yönetmeliği: Haftalık iş günlerine bölünemeyen durumlarda esas alınır.
  • 6098 sayılı Borçlar Kanunu

Ankara iş davası avukatı genel olarak kurumsal alanda oluşan her türlü ihtilafı iş mahkemelerinde takip eder. Eğer iş hukuku davaları açılan bir lokasyon da iş mahkemesi yoksa alternatif olarak asliye hukuk mahkemesi de konuyla ilgilenebilir.

İş Hukukunun Temel Özellikleri

İş hukuku avukatı, çalışan ve işveren arasındaki pek çok konu başlığını ele alır. Yaşanan herhangi bir uyuşmazlık sonucu işçi veya işveren tarafından oluşturulan dava talepleri aşağıdaki gibi listelenmiştir:

  • İşe İade Davası
  • Kıdem Tazminatı ve İhbar Tazminatı ödemesi
  • İşçilik Ücret Alacağı ve Fazla Mesai ücreti hesaplaması
  • Yıllık İzin Ücretinin saptanması ve tahsilatı

Bunların yanı sıra malulen emeklilik konuları da iş mahkemelerinde netliğe kavuşturulur. İş hukuku temel olarak çalışanların, yasanın belirttiği çerçevede çalışma koşullarının sağlanmasını esas alır.

Ayrıca oluşturulan sözleşmede belirtilen hakların talebini ve tahsil edilmesini sağlar. Eğer özellikle Ankara’da iş alanında bir problem yaşanıyorsa, konunun çözümü için Ankara iş davası avukatı tercih etmek oldukça yararlıdır.

Son yıllarda fiziksel şartların yanı sıra mental sağlık, iş yerinde cinsel taciz, mobbing gibi konular da iş mahkemelerinde oldukça sık rastlanan davalar arasında yer almaktadır.

Çalışanların insani haklarını da kapsayan; ırk, din, dil ve cinsiyet üzerinden yaşadıkları her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için imzalanan işçinin iş sözleşmesinin ihlali halinde açılan davalarda, mahkeme genellikle işçi lehine karar almaktadır.

Ankara iş davası avukatı masanın üzerinde kağıt ve kalemlerin olduğu yerde konuşma yapıyor.

Ankara İş Davası Avukatı

İş hukuku uzmanı avukat danışmanlıkları kapsamında, Türkiye’deki hukuk sisteminin avukatlar arasında bir alan ayrımı veya sınırlandırma yapmadığı ifade edilebilir. Dolayısıyla herhangi bir avukat, iş mahkemelerinde müvekkillerini temsil edebilir.

Ancak alanında uzman bir avukattan danışmanlık hizmeti almak, duruşmanın lehinize sonuçlanması adına son derece mühimdir. Örneğin, işe iade davası olarak bilinen duruşmalarda yasanın gerektirdiği mevzuatların saptanmasının yanı sıra işçinin bireysel durumunun iyi izah edilmesi de sonuca ulaşmak için bir o kadar önemlidir.

Dönmez Hukuk Bürosu ekibimizle iletişime geçerek hem süreçle ilgili bilgi alabilir hem davanın lehinize sonuçlanması adına önemli bir adım atabilirsiniz.

İş dünyasında çalışan sınıfı genel olarak “işçi” statüsünde tanımlanır. Bu bakımdan kanunda belirtilen işçiler, sadece mavi yaka olarak tabir edilen inşaat, fabrika veya maden işçisi değildir.

Plazada veya ofiste faaliyet gösteren beyaz yaka personelinin hakları da aynı kanunda korunur. Ankara iş davası avukatı, taraflar arasında çıkan tüm anlaşmazlıklara, iş kanunu kapsamında çıkış yolu arar.

4857 sayılı Türkiye İş Kanunu’nun Tanımlar bölümünde yer alan 2. Maddesinin 1. fıkrasında belirtilen hususa göre düzenlenen sözleşmeye dayanarak çalışan personele işçi, işçiyi bedelini karşılamak suretiyle istihdam eden kuruluşlara veya tüzel kişilere işveren, işçi ile işveren arasında kurulan iş odaklı münasebete ise iş ilişkisi denir.

İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan yahut olmayan unsurlarla, işçinin birlikte örgütlendiği birim, işyeri olarak tanımlanmıştır.

Bu yasal tanımdan hareketle Ankara Hukuk Bürosu altında çalışan herhangi bir avukatın da işçi statüsünde olduğu söylenebilir. Sağlık kuruluşunda bir sözleşme altında sigortası ödenerek mesai yapan bir doktor da işçi olarak değerlendirilir.

Bu bağlamda hukukta işçi tanımı oldukça geniştir ve avukatlar, işçi sınıfına dahil olan her kesime danışmanlık hizmeti verir.

Avukat işçi Tazminat Davası

Avukat işçi tazminat davası, iş hukuku kapsamında mahkemeye taşınan konuların başında gelir. Kıdem tazminatı veya ihbar tazminatı gibi konular da bu kapsamda değerlendirilir.

İşverenlerin iş akdi sonlandırma sırasında işçilere sunduğu kıdem tazminatının beklenenden az olduğu durumlarda işçi hakları, avukatlar tarafından gözetilir. Ankara iş davası avukatı, aşağıdaki adımları takip ederek dava sürecini başlatır:

  • İş hukuku hakkında detaylı bilgilendirme yapar.
  • İşçi haklarını, ilgili yasayı referans göstererek net bir şekilde belirtir.
  • Dava açarak takibini yapar.

Ankara Hukuk Bürosu bünyesinde yer alan avukatlar, yukarıda yer alan prosedürlerin hepsini yerine getirir. İşçi hakları avukatlar tarafından savunulurken; şeffaflık, etik ve bağımsızlık ilkeleri esas alınır. Bu bağlamda mahkemede işçinin avukatı olarak işçi lehine sonuç çıkması adına önemli hazırlıklar yapılır.

İşçi hakları savunulurken açılan tazminat davalarında, kıdem tazminatının yanı sıra ihbar tazminatı ve fazla mesai ücretleri de dikkate alınır. Aşağıdaki başlıklarda işçi ve işveren arasındaki maddi ve manevi problemlerin çözümü için görülen dava türleri hakkında detayları bulabilirsiniz.

Hizmet Tespiti Davası

Ankara işçi avukatı tarafından açılan hizmet tespit davası kapsamında, herhangi bir işletmede istihdam edilen çalışanın sigorta durumu üzerine yoğunlaşılır.

Kimi zaman işçinin sigortasının eksik yatırılmasının yanı sıra hiç sigorta girişi dahi yapılmamış olabilir. Bu durumlarda eksik primlerin tamamı, oluşturulan iş sözleşmesi dikkate alınarak iş mahkemesi tarafından saptanır.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. Maddesinin, ilgili 9. fıkrası uyarınca hizmet tespit davası açmak için oluşan birtakım temel sebepler vardır.

Bunlar, hizmet belgesi ve aylık primin işveren tarafından verilmediği durumlarda ortaya çıkar. Ayrıca bir işçinin söz konusu iş yerinde çalıştığının direkt olarak kanıtlanamadığı durumlarda mahkeme yoluyla saptama yapılabilir.

Açılan davalarda bir işçinin sigorta kaydının hiç yapılmadığı veya işe başladığı tarihten çok daha geç bir tarihte giriş yapıldığı ortaya çıkabilir. İş mahkemelerinde, işçinin haberi olmadan işe çıkış-giriş yapılarak birtakım haklardan mahrum bırakılmasına ilişkin davalar da görülür.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan “Zorla çalıştırma yasağı” başlıklı maddenin 1. fıkrasının 2. cümlesinde, angarya kesin olarak yasaklanmıştır. Yani Hizmet tespit davası, işçi hakları bağlamında koruyucudur.

Ankara iş davası avukatı tarafından açılan veya takip edilen hizmet tespit davasında taraflar Sosyal Güvenlik Kurumu, işçi ve işverendir. Eskiden Sosyal Güvenlik Kurumu yasadaki boşluk nedeniyle davalı statüsünde davayı izlemekteydi.

Ancak 5521 sayılı eski kanunun 64. maddesinde yapılan güncellemeyle birlikte artık çalışan nezdinde oluşan tüm mağduriyetlerin tespiti için devlet kanadı da davacı olarak temsil edilebilir hale gelmiştir. Buna göre 7036 sayılı mevcut iş kanunumuz 4/2. maddesinde, işverene karşı açılan davalarda, Sosyal Güvenlik Kurumu’na işçiden yana davayı takip etme yetkisini açıkça vermiştir.

İşçi ve işveren arasındaki hizmet tespit davasının süresi hakkında net bir kanıya varmak için davanın durumunun yakından incelenmesi gerekir. Genel hatlarda durumun ele alınması halinde 1-2 sene içerisinde nihai sonuca varılabilir. Ancak bilirkişi veya birden fazla çalışanın etkilendiği daha büyük çaplı olaylarda mahkemenin karar alma süresi 3-5 seneye kadar uzayabilmektedir.

Arabuluculuk hususu da son yıllarda öne çıkan uzlaşma yollarından biridir. Ancak hizmet tespitine ilişkin davalarda böyle bir zorunluluk bulunmamakla birlikte arabulucunun tespiti mahkemeden ziyade Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından da yapılabilir. Zamanaşımı süresi ise Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. Maddesinde 5 (beş) yıl olarak belirtilmiştir.

Ankara iş davası avukatı, tokmak, kağıt ve telefon olan masanın yanında ellerini kenetliyor.

İşe İade Davası

Ankara iş davası avukatı işe iade davalarıyla da yakından ilgilenir. İşverenler kimi zaman çalışanlarıyla yollarını aniden ayırabilmektedir. Bu durumun oluşmasında performans yetersizliği veya devamsızlıktan ziyade kimi zaman kişisel meseleler ön plana çıkar.

Ancak işverenlerin iş ortamı sağlarken dikkat etmesi gereken en temel hususlardan birçoğu bu esnada ihlal edilir. İş kanunumuz, işine herhangi bir geçerli mazeret bildirilmeden son verilen çalışanların haklarını aramalarına olanak tanır.

İşçinin iş sözleşmesinin sebepsiz yere veya haksız olarak feshedildiği durumlarda İş Kanunu’nun 18/1. maddesi uyarınca; 30 ve üzeri sayıda personel istihdam eden iş yerlerinde, kıdem süresi 6 ayı geçmiş olan bir işçinin, süreli iş kontratını sonlandıran işverenin geçerli gerekçeleri de paylaşması zorunludur.

Hatta madencilik başta olmak üzere yer altında çalışan işçiler bu maddeden direkt olarak muaf tutulur. Nedensiz iş akdi sonlandırma halinde personelin, işe iade davası açma hakkı mevcuttur.

İşçi ve işveren arasındaki kontrat sonlandırma üzerine oluşan sorunlarda çözüm yolunun iş mahkemelerinde aranması sürecinin başlatılması için ilk olarak çalışan İş Kanunu’na veya Basın İş Kanunu’na tabi olmak durumundadır. Çünkü şu an yürürlükte olan iş kanunumuz, Borçlar Kanunu veya Deniz İş Kanunu’na tabi olan işçilerin işe iade edilmek için dava açmasını mümkün kılmamaktadır.

İşverenin çalıştırdığı işçi sayısı da davanın seyrinde belirleyici bir faktördür. Eğer davalı durumda olan işverenin 30 kişiden az işçinin çalıştığı birden fazla işletmesi varsa bu durumda istihdam edilen toplam işçi sayısı dikkate alınır.

İş Kanunu’nda 18/4 maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere “İş sahibinin aynı işkolunda birden fazla şubesi olması halinde işletme bünyesinde çalışan işçi sayısı, tüm işletmelerde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir” denilerek açıklanmıştır.

Dava sürecinin işletilmesi için sözleşmenin işverence feshedilmesi gerekir. Herhangi bir sebepten dolayı çalışanın istifa etmesi durumunda işe iade için mahkemeye başvurulamaz. Ancak istifa sebebinin mobbing veya maddi-manevi kötü iş şartları olması durumunda iş kanunumuz uyarınca diğer dava türleri için hazırlık yapılabilir.

İşe iade davası kapsamında değerlendirilen işçinin iş sözleşmesinin belirli bir süreyi kapsamaması da kilit faktörlerden biridir. Dava konusu olan sözleşmenin sezonluk veya proje bazlı olması durumunda dava açılmadan önce Ankara iş davası avukatı tarafından bu belgenin detaylı bir biçimde incelenmesi gerekir.

Bu süreçte dikkate alınması gereken bir diğer konu ise işçi ve işveren arasındaki sözleşmenin feshedilmesindeki etkenlerdir. Örneğin, işletmede organizasyon şemasının veya iş sahasının değişmesi, bir departmanın veya şirketler grubuna bağlı firmalardan birinin kepenk kapatması da olabilir.

Ancak fesih işleminin uygulanması için söz konusu işçinin tüm yolların tüketildikten sonra çıkışının verilmesi gerekir. Bu durum yaşanmadan direkt olarak iş akdi sonlandırıldığı takdirde personel, görevine geri dönmek için iş mahkemesi aracılığıyla başvuru yapabilir.

Kötü Niyet Tazminatı

Kötü niyet tazminatı, 4857 sayılı iş kanunumuz kapsamında ayrıntılı olarak açıklanmıştır. İşletme sahibinin veya patronluk görevini yerine getiren kişinin art niyetli tavırları sonucu işçinin maddi manevi zarar görmesi, kötü niyet tazminatı için zemin hazırlar. Personelin görevinden olması sonucu Ankara iş davası avukatı tarafından, kötü niyet tazminatı için iş hukuku davaları açılabilir.

Kötü niyet tazminatı, kıdem veya ihbar tazminatından ayrı olarak değerlendirilir. Buna göre tazminat davalarında, kıdem ve ihbar tazminatı için ayrıca talepte bulunulabilir.

İşveren tarafından kötü niyetle, belirsiz süreli bir iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde avukat işçi tazminat davası için ilgili mahkemeye müracaat eder. Kötü niyet tazminatı için gerekli temel şartlar aşağıda listelenmiştir:

  • Çalışanın iş güvencesinden yararlanamaması
  • İşçi ve işveren arasında imzalanan, belirsiz süreli bir sözleşme olması
  • Kötü niyetli bir şekilde sözleşmenin feshedilmesi

Ancak kötü niyet tazminatı elde etmenin şartları arasında belirli bir somut tanımlama bulunmamaktadır. Burada atfedilen söz konusu davranışın kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gereklidir.

Kötü Niyet Tazminatını Hesaplama Yöntemi

İş hukuku davaları çerçevesinde kötü niyet tazminatı alma hakkı doğan işçinin alacağı miktarın belirlenmesi için bazı hesaplamalar yapılır. Ankara iş davası avukatı, 4857 sayılı İş Kanunu’nda bulunan ihbar sürelerini dikkate alarak rakamın belirlenmesine yardımcı olur.

Kötü niyet tazminatı, temel olarak ihbar bildirim süreleri kapsamındaki ücretin 3 katı olarak belirlenir. Kıdeme bağlı olarak şekillenen asgari ihbar süreleri ise şu şekildedir:

  • 6 aya kadar kıdemi olan bir işçi için 2 hafta
  • 6 ay – 1.5 yıl arası kıdemdeki bir işçi için 4 hafta
  • 1.5 – 3 yıl arasında çalışan bir işçi için 6 hafta ve
  • 3 yılı tamamlamış bir işçi için 8 hafta

Söz konusu süreler, kötü niyet tazminatı için net miktarı ortaya çıkarır. Tazminat ücreti brüt olarak hesaplanır. Kötü niyet tazminatı için İş Kanunu’nda gerekli bir dava süresi bulunmamaktadır. Bundan dolayı iş akdi sonlandırıldığı andan itibaren işçi, eski işverenine karşı dava açabilir.

Çalışma Belgesi Tazminatı

Türk Borçlar Kanunu’nun 426. Maddesi, hizmet belgesi hakkında gerekli bilgileri açıkça ifade etmiştir. Kanunda açıkça belirtilen madde çerçevesinde; işveren, işçinin isteği doğrultusunda, her zaman görevin türünü ve süresini içeren bir hizmet vermekle yükümlüdür.

İşçinin açıkça talep etmesi halinde hizmet belgesinde, onun tutum ve davranışlarıyla birlikte işinin yürütülmesindeki yetenekleri de yer almalıdır. İşçi veya işveren (işçiyi işe alan), hizmet belgesinin zamanında verilmemesinden yahut belgede yanlış bilgiler bulunmasından dolayı zarar gören eski işverenden tazminat isteme hakkına sahiptir.

Belgeyi hazırlayan ve veren işverenin şirketine yahut şahsına ilişkin bilgiler, Çalışma belgesinde yer almalıdır. Ardından işçi tarafını net bir şekilde temsil etmek amacıyla T.C. kimlik numarası, hangi unvana sahip olduğu, istihdam edildiği pozisyon, SGK sicil numarası ve işe giriş ve işten çıkış tarihleri gibi kimlik bilgileri bulunmalıdır.

İş Kanunu uyarınca; kanunun 28. maddesine aykırı olarak, çalışma belgesi düzenleme yükümlülüğünü çiğnemek ve gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan bilgileri belgelemek suç teşkil eder. Bu durumda olan işveren veya vekili, iş mahkemesi tarafından belirlenen tutarda idari para cezası ödemeye mahkûm edilir. Ankara iş davası avukatı tarafından, çalışma belgesi düzenlenme esnasında ortaya çıkan hak ihlalleri mahkeme yoluyla giderilir.

Kıdem Tazminatı Alacağı

Kıdem tazminatı; işverenin, belirli koşulların sağlanması halinde bir çalışana, iş yerinde çalıştığı süreyi temsil eden bir miktarın, toplu veya taksitli olarak ödenmesi demektir. İşçi, çalıştığı kuruma sağladığı katkıya karşılık maddi bir hak kazanır.

İşçinin kıdem tazminatı, iş yerinde geçirdiği süreye göre hesaplanır. Kıdem tazminatı, personelin almış olduğu son maaşla birlikte; yol, yemek ve sosyal yardım gibi haklar da eklenerek brüt ücret üzerinden değerlendirilir.

Kıdem tazminatına hak kazanmak için bir personelin, aynı işverenin yanında veya söz konusu oluşumun bünyesindeki şubelerde, en az 1 yıl boyunca çalışmış olması şartı mevcuttur.

İşçi aynı işverenin farklı kurumlarında çalışsa bile, bir yıllık sürenin hesaplanmasında bu çalışmalar dikkate alınır. 1 yıldan az süredir çalışan bir personelin, işçi hakları kapsamında kıdem tazminatı alması mümkün değildir.

Yazılı veya sözlü olması fark etmeksizin iş sözleşmesinin süresi, belirsiz olmalıdır. Bu durum kıdem tazminatına hak kazanmak için en gerekli şartlardan biridir. Yani, kontratın içinde sadece işe başlama tarihi yer almalıdır. Aksi takdirde sözleşme proje bazlı veya sezonluk olarak değerlendirilir.

İşverenin haksız bir tutumla, belirsiz iş sözleşmesini feshetmesi yahut işçinin tazminat için gerekli şartları sağlaması halinde işçi, kıdem tazminatına hak kazanır. Belirli iş sözleşmesi ise işveren ile işçi arasında belirli bir işi veya görevi tamamlamak için yazılı olarak yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme çerçevesinde çalışan kişi, bitmesi halinde kıdem tazminatı alamaz.

İş sözleşmeleri, işin bitimi veya sözleşmede belirtilen şartın gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erer. Bu tür iş sözleşmelerinde kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu değildir fakat belirli bir iş sözleşmesi, görevin bitiminden önce (sözleşmede yer almak kaydıyla) işveren tarafından haksız bir şekilde feshedilirse, personel kıdem tazminatı almaya hak kazanır.

Kıdem tazminatı taleplerinin zaman aşımına uğrayacağı süreçler, Ankara iş davası avukatı tarafından dikkatle takip edilir. İş akdinin feshinden itibaren olmak üzere beş yıla kadar kıdem tazminatı zamanaşımı süresi başlar. Bu zaman zarfı sona erdiğinde ise zamanaşımı devreye girer. Şayet personel, haklı bir nedenle iş sözleşmesini feshetmişse kıdem tazminatı almaya hak kazanması muhtemeldir.

Aynı zamanda işverenin sözleşmeyi feshetmesi halinde, işçinin kıdem tazminatı alabilmesi adına işverenin haksız olması şartı söz konusudur. İşveren ilgili sözleşmeyi haklı nedenlerle feshederse veya işçinin yaptığı fesih haksız olursa, personel kıdem tazminatına hak kazanamaz.

İş sözleşmesinde tanımı net bir şekilde yapılmış olsa bile, çalışılan pozisyonun işçinin sağlığı ve yaşayışı için tehlike arz etmesi durumunda, işçi iş akdini tek taraflı olarak feshedebilir.

Örneğin, kimyasallar üreten bir işletmede sağlık kurallarının hiçe sayılması oldukça geçerli bir neden olarak değerlendirilebilir. Bunun nedeni ise insan sağlığının direkt olarak tehlike altında kalmasıdır. İşveren veya başka bir personel, iş sözleşmesini feshedebilir ve kıdem tazminatı alabilir.

İşçinin herhangi bir sebepten görüşmüş olduğu işveren veya başka bir personelin, bulaşıcı bir hastalığa yakalanması durumunda da sözleşme feshedilebilir. Ancak kıdem tazminatına hak kazanabilmek için çalışanın sağlık nedenleriyle işçinin iş sözleşmesinin feshedildiği kanıtlanmalıdır.

Personeller, sağlık nedeniyle iş akdini feshettiğini ispatlamak adına devlet yahut üniversite hastanelerinden, tam teşekküllü bir sağlık raporu almak durumundadır.

Ankara iş davası avukatı, masanın üzerinde kitapların ve kalemin olduğu yerde yazı yazıyor.

İhbar Tazminatı Alacağı

İş Kanunu kapsamında; işçi ve işveren arasındaki ihbar tazminatının, “Süreli Fesih” olarak adlandırılan süreli iş sözleşmelerinin sonlandırılmasından önce gerçekleşmesi gerekir. Bildirim şartlarına uymayan herhangi bir taraf, bu süreye ilişkin belirtilen ücret kadar tazminat ödemekle yükümlüdür.

Ödenecek olan bu miktara kısaca ihbar tazminatı denir. Bu ödeme, belirsiz süreli bir iş sözleşmesinin varlığı durumunda gerçekleşir. İş sözleşmesi bir süreye bağlı olarak yapılmadıysa, yani sadece işe başlama tarihi kontratta yer alıyorsa, söz konusu belge belirsiz süre olarak düzenlenmiştir.

Kıdem tazminatı yalnızca işçiye tanınırken, ihbar tazminatı hem işverene hem de işçiye tanınmıştır. Çünkü hem işveren hem de çalışanın fesih öncesi bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda işçi ve işveren eşit statüde değerlendirilebilir.

Sözleşmenin taraflardan birinin haklı bir nedenle feshedilmesi durumunda tarafların ihbar tazminatı alması veya ödemesi söz konusu değildir. Ancak bu noktada istifa eden kişilerin ihbar tazminatı alma hakkı vardır. İşçinin istifası veya işverenin kovması durumunda, bildirim süresinin yine de ödenmesi gerekir.

İş Kanunu bünyesinde yer alan şartların gerçekleşmesi, taraflara sözleşmeyi direkt olarak (haklı bir nedenle) sonlandırma yetkisi verir. Bu durumlarda hem işveren hem de işçi herhangi bir süre beklemeden feshi yapabilir. Ancak halk arasında bilinen tabirle tüm haklar ödenerek işçi ve işveren arasındaki tüm alacak verecek hesabı kapatılmalıdır.

Haklı nedenle fesih olarak ifade edilen bu durumlarda, ihbar tazminatı kabul edilmemektedir. Bunun dışındaki durumlarda, hangi taraf belirsiz süreli sözleşmeyi bildirim süresine uymaksızın feshederse, ihbar ödemekle yükümlü tutulur. Haklı bir nedenle fesih olması durumunda sözleşme anında feshedilebilir.

İş Kazası Sebebiyle Açılacak Tazminat Davaları

İş kazaları, iş dünyasında sıkça karşılaşılan durumlardan biridir. Kimi zaman küçük çaplı oluşan kazalar kimi zaman ölüm veya sakatlığın yanı sıra malulen emekliliğe de sebebiyet vermektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında, işçinin işverene ait bir görev sahasında çalıştığı esnada uğradığı her türlü fiziksel veya zihinsel zarar, iş kazası olarak değerlendirilir. Bu durumda işçinin tazminat alma hakkı doğar. Örneğin, Yargıtay, bir kalp krizinin işyerinde meydana gelmesinin, sadece bu nedenle bir iş kazası olarak kabul edilmesi yönünde emsal bir karar almıştır.

Bir işçinin, ofis ya da saha gibi görev alanı dışında başka bir konuma gönderilmesi esnasında maruz kaldığı fiiller, iş kazası olarak kabul edilir ve personele tazminat davası açma hakkı tanır.

Ayrıca iş sahasında mesai saatleri içinde veya dışında meydana gelebilecek bazı yan olaylar da kaza kapsamına dahil edilir. Örneğin, çocuğunu emzirirken, balkondan düşen bir sandalye sonucu yaralanan bir işçi, patronuna iş kazası tazminat davası açabilir.

Kurumsal bir taşıtla görev amacıyla yapılan seyahatlerde meydana gelen her türlü kaza da iş hukuku kapsamına girer. Yaşanan bu tür kazalar aynı zamanda “Trafik iş kazası” olarak adlandırılır.

Başlıca İş Hukuku Davaları Nelerdir?

Hukukta düzenleme alanı bulmuş çok sayıda iş davası mevcuttur. Söz konusu davalar genellikle işverene karşı açılmakla birlikte, işçiler de davalı olabilir. Genellikle kurumsal anlaşmazlıktan kaynaklanan alacaklar, tazminatlar, işten çıkarılma gibi durumlar, iş davalarının kapsamına girer. Bu tür davalar genellikle İş Mahkemelerinin yetkisi altındadır. Dava çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:

  • İşe iade davası
  • İş kazası tazminat davası
  • Kıdem tazminatı davası
  • İhbar tazminatı davası
  • Hizmet tespit davası
  • Kötü niyet tazminat davası
  • Fazla mesai hesaplama davası

Kıdem tazminatı ve işe iade davası başta olmak üzere yaşanan anlaşmazlıkların, hangi konu başlığı altında değerlendirileceği, bu alanda eğitim gören avukatlar tarafından belirlenerek ilgili kurumlara müracaat edilir.

Örneğin, iş akdinin feshedilmesi halinde personel, işvereni ile yaşadığı sorunlar için yargı yoluna gidebilir. En iyi iş avukatlarının listeleri ve telefon numaraları, sorunlarınızı hukuki alanda çözmenizi sağlar. İş hukukunu ilgilendiren sorunları çözmek için avukatlarla iş birliği yapmanız oldukça mühimdir.

Günümüzde çalışma hayatının karşı karşıya olduğu en büyük engellerden biri, işçi tarafının işverene karşı tam haklara sahip olmamasıdır. İşçi hakları konusunda uzman avukatların ve kurumların yardımını almanız, özellikle sözleşmenin işveren tarafından haksız feshine dayanan uyuşmazlıklarda, haklarınızı korumak için oldukça önemlidir.

Mağduriyetinizi en hızlı şekilde iş mahkemesi aracılığıyla gidermek için Dönmez Hukuk Bürosu bünyesinde görev alan Ankara iş davası avukatı ile iletişime geçerek hukuki süreci başlatabilirsiniz.

Ankara iş davası avukatı el sıkışıyor iş sözleşmesi olan kişi ile.

Sık Sorulan Sorular

İş Mahkemesi Avukatlık Ücreti Ne Kadar?

İş hukukuna dayalı tazminat ve tespit davalarında avukata ödenecek olan ücretlerin temel düzenlemeleri, sürecin seyrine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bunun için önce taraflar arasında bir anlaşmanın var olup olmadığına bakılmalıdır. Taraflar arasındaki anlaşmanın yasal sınırlar içinde kalması gerekir. Nispi nitelikli tazminat davalarında ise vekalet ücreti, dava konusunun yahut alacak tutarının değerine göre hesaplanır.

İş Mahkemesi İçin Avukat Şart Mı?

İş sözleşmesi, iki tarafa da yükümlülükler sağlayan bir belgedir ve anlaşmazlık halinde görülen davalarda avukat şartı yoktur. Ancak tarafların lehine karar çıkması adına uzman bir avukattan danışmanlık alması mühimdir. Örneğin, işletme sahipleri, sözleşme düzenlemek için iş hukuku alanında deneyimli bir avukattan danışmanlık hizmeti alabilir. İşveren, avukatıyla yaptığı sözleşme kapsamında hukuka aykırı ibarelerin önüne geçerek gelecekte başını ağrıtacak yasal süreçlerden korunmuş olur.

İş Davalarına Hangi Avukat Bakar?

Yargılama süreci boyunca iş hukuku uzmanları tarafından yürütülen bu davalar, yasal mevzuat gereğince teknik ayrıntıları içermez. Ancak iş hukuku avukatı, işçi ile işveren arasında anlaşmazlıkların çözümünde başvurulması gereken tüm konulara son derece hakimdir. İş hukuku avukatı hizmet alanları ve iletişim bilgileri hakkında daha fazla bilgi edinmek için Dönmez Hukuk Bürosu ekibimizle her zaman iletişime geçebilirsiniz. Pratik ve lehinize bir sonuca ulaşmak için tarafınızla şeffaf bir iletişim kuran ekibimiz, süreç boyunca danışmanlık hizmeti vermeye devam edecektir.

İş Hukuku Avukatı (Ankara İş Davası Avukatı) Ne İş Yapar?

Ankara iş davası avukatı; işçi ve işveren arasındaki ya da Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki uyuşmazlık davalarında, tarafları temsil eden kişidir. Bu alandaki en yetkin yasa olan 4857 sayılı İş Kanunu, çalışanların mağdur olmasını önlemiştir. Bu yasa bir nevi işçilerin alacaklarının teminatıdır ve personel haklarının ihlal edilmesi durumunda dava açma hakkı tanır. Dönmez Hukuk Bürosu avukatlarımız, sürece başından itibaren dahil olur ve iş mahkemelerinde görülen davaların takibini yapar.

Ankara İş Davası Avukatı Danışma (İş Hukuku Avukatı Ücretsiz Danışma)

Ankara iş davası avukatıyla iletişime geçerek işveren ve işçi arasındaki anlaşmazlıklardan doğan davaların seyri hakkında bilgi almak mümkündür. Kurumsal hayattaki mobbing, sigorta girişinin yapılmaması veya geç yapılması, maaşların ödenmemesi gibi birçok konu, iş mahkemesine taşınabilir. Bu süreçte İş hukuku, temel olarak işçinin hakkını korumayı esas alır.

Ankara iş davası avukatı, bu süreçte danışmanlık hizmeti alabileceğiniz hukuk uzmanlarıdır. Danışma kapsamında sadece işçi-işveren uyuşmazlıkları ele alınmaz.

Bununla birlikte işverenlerin, iş sözleşmesinde yer vermesi gereken önemli maddeler, uygulaması gereken hususlara dair bilgilendirmeler de danışmanlık çerçevesinde ele alınan konular arasında yer alır.

Dönmez Hukuk Bürosu avukatlarımızdan profesyonel hukuki destek alarak işverenlere karşı hak arayışlarınızı hukuki yollarla çözüme kavuşturabilirsiniz. Doğru seçimi yapmak ve iş hukuku ile ilgili sorunları en iyi avukatlarla çözmek için ekibimizle her zaman irtibata geçmeniz mümkündür.

Ankara iş davası avukatı hem işçi hem işverenlerin lehine olabilecek tüm hukuki çerçeveleri değerlendirir ve iş etiğinden ödün vermeden davaları profesyonel bir şekilde yürütür. Destek için hemen iletişime geçin!

Benzer Makale ve Sayfalar