İş yerinde meydana gelen kazalar sonucu açılan iş kazası tazminat talepleri, zarar görenlerin adalet arayışında kilit bir role sahiptir. Bununla birlikte, bu tür davalarda ilerlemek, çeşitli karmaşık yasal işlemler ve göz önünde bulundurulması gereken bir dizi ince detayı içerir. Kaza anından itibaren, zarar gören kişi ve onun avukatlarının, hadisenin her bir boyutunu titizlikle kayıt altına almaları ve sürecin her bir safhasında akılcı hareket etmeleri şarttır.
İş Kazası Tazminat Davası İle Hakkınızı Arayın!
İlk adım olarak, kaza yerinde derhal detaylı bir rapor düzenlenmeli ve şahitlerin beyanları hızla alınmalıdır. Bu veriler, dava dosyasının temel taşlarını oluşturur ve yargılama sırasında zarar gören kişinin yararına belirleyici bir rol oynar. İş kazası tazminat davalarına geçmeden önce iş kazasını ve iş kazası sayılan halleri açıklamak gerekir;
İş Kazası Nedir ve Şartları Nelerdir?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, İşyerinde veya işin yürütülmesi nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olaya İş Kazası denir.
Bir kazanın iş kazası olması için,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 13’te sayılan hallerden birinde meydana gelmiş olması, yaralanan veya ölen işçinin sigortalı olması, kaza sonucunda bedensel veya ruhsal olarak bir zararın meydana gelmesi ve kazayla meydana gelen zarar arasında bir nedensellik bağı bulunması gerekmektedir.
Ankara iş davası avukatı özelinde yaralanmalı iş kazası tazminat ve ölümlü iş kazası tazminat davalarınızda uzman avukat ekibimiz ile hizmet vermekteyiz. İletişim sayfamızdan bizlere ulaşabilirsiniz.
İş Kazası Sayılan Haller Nelerdir?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasının 13.maddesinde iş kazası sayılan haller sayılmıştır;
a) İşçinin işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle işçi kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) İşçinin, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Yeni doğum yapan kadın işçinin, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) İşçilerin, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve işçiyi hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli duruma getiren hallerde işçiler, işverene iş kazası tazminat davası açabilir.
İş Kazası Tazminat Davası Nedir?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre, kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiye sigortalı (İşçi), sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, sigortalı (işçi) sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlere de işyeri denmektedir.
Bir işyerinde işçinin çalıştığı esnada yaralanması veya ölümü halinde kendisinin veya yakınlarının işverene karşı açabileceği maddi ve manevi tazminat davalarına, iş kazası tazminat davası denir.
İş Kazası Tazminat Davası Açma Süresi (İş Kazası Tazminat Zamanaşımı)
İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında kural olarak Borçlar Kanunu 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Zamanaşımı süresi yaralanma veya ölüm tarihinden itibaren başlar.
İş Kazası sonucu ceza davası açılmış ise ceza davasının dava zamanaşımı süresi daha fazla ise iş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında da ceza davası zamanaşımı süresi uygulanır. Şayet iş Kazası sonucu maluliyet giderek artarsa, iş kazası tazminat davası zamanaşımı süresi, maluliyetin kesin olarak tespit edildiği son rapor tarihinden itibaren işlemeye başlar.
İş Kazası Türleri Nelerdir?
Burada kısaca iş kazası türlerini ölümlü iş kazası ve yaralanmalı iş kazası olarak ele almak gerekirse;
Ölümlü İş Kazası Nedir? Ölümlü İş Kazası Tazminat
İşçinin işyerinde çalışırken veya iş nedeniyle dışarda bulunduğu sırada iş kazası sonucu hayatını kaybetmesine ölümlü iş kazası denir. Ölümlü iş kazasında ölen işçinin yakınları(eş, çocuk, anne ve baba), işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölümlü iş kazasında şayet varsa alt işverene karşı da tazminat davaları açılabilir.
Bu davalar açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu özelinde iş kazası bildirimi yapılmalıdır. SGK ya İş Kazası bildirimi yapılmadan dava açılırsa mahkeme bu durumu bekletici mesele yapacaktır.
İşçi yakınları, Borçlar Yasasının 53. Maddesine göre, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderlerini, çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden kaynaklanan kayıplarını, cenaze giderlerini, ölenin desteğinden doğan kayıplarını maddi tazminat olarak dava edebilirler.
Ankara iş davası avukatı özelinde yaralanmalı iş kazası ve ölümlü iş kazası davalarınızda uzman avukat ekibimiz ile daima yanınızdayız.
Yaralanmalı İş Kazası Nedir? Yaralanmalı İş Kazası Tazminat
Vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olaylara yaralanmalı iş kazası denmektedir. Yaralanmalı iş kazalarında maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Maddi tazminat davasında, hastane giderleri, kazanç kayıpları, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ve çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar istenebilir.
Manevi tazminat davasında, iş kazası nedeniyle duyulan acı, elem ve üzüntüler için uygun bir miktar tazminat istenebilir. Manevi tazminat miktarını belirleme hakimin takdirindedir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken, tarafların maddi durumları, tarafların kusur oranları dikkate alınır. Ancak manevi tazminat miktarı zenginleştirme aracı olamaz.
İş kazası sonucu bedensel zarar gören işçi, tedavi ve iyileşme süreci de birlikte ele alındığında ruhsal olarak da zarar görebilir. Bu halde işçi, iş kazası sonucu manevi tazminata da hak kazanır.
9 Maddede İş Kanunu ve İşçi Alacakları hakkında ki detaylı yazımıza www.dhdanismanlik.com/9-maddede-is-kanunu-ve-isci-alacaklari/ sayfamızsan ulaşabilirsiniz.
İş Kazasının Tespiti Davası
İş kazası meydana geldiğinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmelidir. Eğer bildirilmemişse veya bildirilmesine rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu meydana gelen kazayı iş kazası olarak kabul etmemişse iş kazasının tespiti davası açılmalıdır.
İş kazasının tespiti davası tazminat davasından bağımsızdır. İş kazasının tespiti davasının kesinleşmesinden sonra ayrıca bir dava açılarak iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata karar verilebilecektir.
İş Kazalarında Görevli ve Yetkili Mahkemeler
İş Kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında İş Mahkemeleri görevlidir. Yetkili İş Mahkemesi ise iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Yargıtay Kararı
Ölen işçinin yaşarken baktığı, maddi destek verdiği yakınları, işverene karşı Destekten Yoksun Kalma Tazminatı isteyebilirler. Tazminat hesaplanmasında dikkat edilecek hususlar Yargıtay’ın 28.04.2014 tarih ve 2013/16742 esas,2014/9096 sayılı kararında açıklanmıştır. “…Gerçek zarar hesaplanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerekir.
Gerçek zarar miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. İşçinin 60 yaşına kadar aktif dönemde günlük net geliri üzerinden, 60 yaşından sonra bakiye ömrü kadar pasif dönemde asgari ücret üzerinden, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
İşçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanmakta, bilinmeyen dönemdeki kazancı ise; önceki uygulamalarda yıllık olarak %10 arttırılıp %10 ıskontoya tabi tutulmakta idi. (…) Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin bakiye ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, işçinin bakiye ömrü ile sınırlıdır.
Önceki hesap yöntemlerinde, kız çocuklarının bakım ihtiyaçları, evlenme çağlarının kural olarak kentlerde geldiği kabul olunan 22 yaşla, köylerde ise 18 yaşla sınırlı tutulması gereği varsayım olarak kabul olunmakta idi. Kız çocuklarının evlenme yaşlarının, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik durumuna, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre değişiklik arz ettiği gözetildiğinde, Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre düzenlenen evlenme yaşı istatistiklerinden yararlanılarak belirlenmesi, tazminat hesap ilkelerine daha uygun olacaktır.
Erkek çocuklar için 18 yaşla, ortaöğretim halinde 20 yaşla, yüksek öğretim halinde 25 yaşla sınırlı tutulması gerekir. Ancak çocukların içinde bulundukları koşullara göre, yükseköğrenim görebileceklerinin kabulünün gerektiği hallerde 25 yaşına kadar destekten yararlandırılmalarının gerekeceği kabul olunmalıdır…”
Manevi Tazminat Davası Yargıtay Kararı
İş Kazası nedeniyle işçinin yaşadığı elem ve acıların telafisi için manevi tazminat davası hakkı bulunmaktadır. Manevi tazminatın hesaplanmasında dikkat edilecek hususlar Yargıtay’ın 19.10.2020 tarih ve 2019/4280 esas,2020/5815 sayılı kararında açıklanmıştır.“…Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir.
Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır…”
Maddi Tazminat Davası Yargıtay Kararı
İş Kazası sonucu yaralanan işçinin açtığı Maddi Tazminat Davasında tazminatın hesaplanmasında dikkat edilecek hususlar Yargıtay’ın 08.10.2020 tarih ve 2020/6894 esas,2020//5738 sayılı kararında açıklanmıştır.” Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, iş yeri ve/veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, sigortalının yaptığı iş, yaşı ve kıdemi belirtilmek suretiyle TÜİK’den, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile işin yapıldığı yer olan İstanbul ilindeki ilgili Meslek Odalarından sigortalının yaptığı işe karşılık alabileceği emsal ücret sorularak, kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlenmeden ve davacının sendika üyesi olup olmadığı açıklığa kavuşturulmaksızın, tanık beyanları dikkate alınarak asgari ücretin 2,98 katı üzerinden yapılan hesaba itibarla maddi tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan şekilde davacının yaptığı iş tereddütsüz şekilde tespit edilmek sureti ile bu doğrultuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve ilgili meslek odalarından; davacının sendika üyesi işçi olması halinde ise bağlı bulunduğu sendikadan yapmış olduğu iş ile ilgili alabileceği ücreti araştırmak, işçinin emsallerinin aldığı ücrete göre hesaplamanın yapıldığı yeni bir rapor almak ve fakat hükme esas alınan 20/11/2018 tarihli rapordaki ücret dışındaki diğer doneler dikkate alınarak, işlemiş dönem ileri çekilmeksizin ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklara riayet edilerek rapor neticesine göre bir karar vermekten ibarettir…”
Örnek İş Kazası Tazminat Davası Dilekçesi
……….. NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE
DAVACI :
DAVALI :
KONU : İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR
Bu bölüme iş kazası ayrıntılı bir şekilde yazılır
HUKUKİ NEDENLER : 6098 sayılı kanun,6100 sayılı kanun, 5510 sayılı kanun vs. yasal mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : Aylık maaşı gösterir bordro, İşyeri özlük dosyası, iş kazasına ait soruşturma dosyası, geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin belgeler, malullük oranını gösterir belgeler, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delil
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında fazla çıkması halinde arttırılmak üzere (somut olaya göre belli bir tazminat yazılır)……. -TL. maddi ve …… -TL manevi olmak üzere toplam ….. TL tazminatın kaza tarihi olan …….. tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve ilerde tutacağım avukatın vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.
Davacı
Ekler:
Ankara hukuk bürosu olarak iş kazası tazminat davası konularında uzman ve tecrübeli ekibimiz ile her zaman yanınızda olmaya ve hizmet vermeye gayret ediyoruz. Sorularınız için hemen iletişime geçin!
Sık Sorulan Sorular
İş Kazası Tazminatı Ne Kadar?
iş kazası tazminat miktarı, yaralanmanın ağırlığı ve iyileşme süresine bağlı olarak değişebilir. İş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat miktarı hesaplanırken işçinin maaşı, yaşı, sigorta gün sayısı, kusur oranı ve bilirkişi raporu dikkate alınır.
İş Kazası Tazminat Hesaplama
İş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında hesaplama işlemi uzmanlık gerektirdiğinden uzmanlığı olan bilirkişilerin görüşüne ihtiyaç vardır. Doğru ve adil bir karar vermek için Hakimlerin bazı davalarda konusunda uzmanlığı olan kişilerin bilgi ve görüşüne ihtiyacı vardır. Bilirkişinin hazırladığı raporda ki tazminat miktarı ve kusur oranları Hakimi bağlamaz. Bilirkişilerin hazırladığı ve kanaatlerini içerir raporlar delil niteliğindedir.
Ankara iş kazası avukatı özelinde iş kazası tazminat hesaplama konusunda uzman ekibimiz ile her zaman sizlere destek veriyoruz.
İş Kazası Geçiren İşçi Tazminat Alabilir mi?
Bedensel ve ruhsal yaralanmanın İş Kazası olması gerekir. İş Kazası ile zarar arasında nedensellik bağı olmalıdır. İş Kazası olduğu tespit edilen olaylarda genellikle tazminat alınabilmektedir. Bu hususta İş Hukuku alanında uzman bir avukattan yardım alınması tavsiye edilir.
İş Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
İş Kazasının ölümlü mü yoksa yaralanmalı mı olması dava süresini etkiler. Ölümlü iş kazası tazminat davası yaklaşık 2-3 yıl sürerken yaralanmalı iş kazası tazminat davası ise kusur ve maluliyet oranındaki ihtilaflar, bazı konularda bekletici mesele yapılması (İş Kazası olup olmadığının tespiti davası açılması halinde) gibi durumlar nedeniyle 5-6 yıl sürebilir.
İş Kazası Tazminat Davası Nasıl Açılır?
İş kazasına maruz kalan işçi, yetkili iş mahkemesine vereceği bir dilekçe ile gerekli harç ve gider avansını da yatırarak iş kazası tazminat davasını açabilir.
İş Kazası Tazminat Davası Ne Zaman Kesinleşir?
İş mahkemesinin verdiği gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulmazsa karar kesinleşecektir. 2023 yılı için miktar veya değeri on yedi bin sekiz otuz Türk Lirasını geçmeyen maddi tazminat davaları da kesindir. Manevi tazminat davalarında ise verilen kararlara karşı, değer ve miktarına bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.